Sevgili erkek anneleri, nbr, nasılsınız?
Beni sorarsanız içgüveysinden halliceyim. "İçgüveysi" dedim diye bi huyladınız di mi, bak arkadaki gözlüklü anne ortamdan ayrıldı bile..
Ama korkmayın benden, inanın niyetim fena değil, hiçbirinizin sekizbuçuk yaşına kadar emzirdiğiniz, milupalarla aptamillerle beslediğiniz, saçının teli dünya malından kıymetli oğullarınızı elinden almayacağım. Hiçbirinizin evine gelin kontenjanından yuvalanmaya da niyetim yok. Sadece derdimi döküp huzurlarınızdan saygıyla ayrılmak niyetim..
Takdir edersiniz ki ben de bir annenin kızı, kul yapımıyım. Sabır sınırım, sinir dengem filan var. Ama neden benim annem sizin gibi piskopat, şizofren, obsesif ve kompülsif değil onu sormak istiyorum size. Yoksa biz az mı kıymetliyiz annelerimiz için? Biz zorluklarla büyütülmedik de ıslak pamukta mı geldik bu yaşa acaba, ha sevgili anneler?
Biliyorum "kız annesi" deyince daha bi böyle kızını evermeye yönelik, çeyiz üreten, kakalayıcı tavırlar geliyor aklınıza. 20 yaşından sonra ellerinde kalan kızların raf değerini düşürüp saf alıcılara kaktırmaya çalışan simsarlar onlar sizin gözünüzde. Ve ne kadar da zavallılar. Neslini yürütecek kutsal bir oğul doğurmak varken, doğuştan delikli, defolu bir cinse annelik yapıyorlar. Sus, sus.. Konuşmaya değmez..
........................................
İlk sevgilimin annesi gerçek anlamda bildiğimiz 46 raporlu akıl hastasıydı, ki bununla da övünürdü.
Biz oğluyla apartmanın merdivenlerinde otururken sürekli kapıyı açıp aşağı;
- aşkımmm, hadi gel Vienetta aldım sanaaa !!
diye bağıran bir kadın düşünün.
Evet, bir dişi olarak ilk savaşımı Vienettaya karşı verdim ben. Rakibe bakar mısınız? Lan başka bir kadın olsa bişey olsa mücadele edersin, pes etmezsin filan ama ben bunu nasıl alt edeyim? İçi dondurmalı, üstü kremalı sikindirik bir pasta. Kadın deneyimli tabi ben henüz portakalda vitaminden o bu yollarda yürüyordu biliyor erkek milletinin kalbine gidecek yolu. Algida firması sözüm sana, kaldır o Vienetta mıdır nedir o ürünü piyasadan. Ben yandım, başka canlar yanmasın..
Bu kadının benim adımı duyduğu anda sinir krizi geçirmesinin dışında boş zamanlarında beyin oyma, insan derisinden abiye dikme ve bizim evi arayıp allah ne verdiyse saydırma gibi hobileri de vardı. Ondan duyduğum küfürlerden sonra Karşıyaka -Göztepe maçları gözümde satranç turnuvası gibi aristokrat, anaokulu müsamaresi gibi masum kaldı.
Son karşılaşmamızda kafasında bigudilerle oğlunu takip etmiş ve bizi bir ağaç altında otururken (12 yaşındaydık ve sadece oturuyorduk) yakalamıştı. Olanları hatırlamak, dalga geçmek filan istemiyorum. Valla. Benim için çok , çok, çok büyük bir travmaydı. Çok utanmıştım. Belki buraya yazarsam çıkartır atarım sistemimden o kadını da, sonraları o kadına layık bir evlat olduğunu ispatlayan oğlunu da..
Ondan sonraki sevgililerimin anneleri tabi ki bu derece master piece değildi. Ya da bu manyaktan sonrakiler vız geldi diyelim. Bir tanesinin annesi çok yaşlıydı, kocası tarafından sürekli ve sistemli olarak aldatılıyordu. Bu acısını oğluna sarılarak ve onun çevresindeki her kıza nefret kusarak geçirmek gibi bir alışkanlık edinmişti. Fazla barınmadım, boynumu eğdirmedim, kendimi sevdirmedim. Yüzünü bile görmediğim bir kadının dışavurumsal nefretine daha fazla kontör harcayamazdım.
Bir başkasının annesinin varlığıyla yokluğu belli değildi. Beni sevmiyor ve istemiyordu biliyorum, hissediyordum ama çok da tınn. Oğlunu sepetledim anasını da alıp gitti. Sonra bir başkası, başkası ve başkası. Anneler obsesyon halini aldı birsüre sonra. Annem seninle tanışmak istiyor, annem sana hede dedi, hödö yaptı diyen her erkeği aklımın not defterine yazdım ve eninde sonunda üstü çizildi. Anne erkeklerin doğuştan gelen, tedavisiz özrüydü bende.
Bunlar hariç normal erkek arkadaşlarımın bile anneleri tarafından sevilmedim ya o ayrı, hep potansiyel tehlikeydim, hep patlamaya hazır bombaydım onların gözünde. Haa kendini sevdirmek için ne yaptın dersen "hiçbirşey". Ama nefret kazanmak için de bir efor sarfetmediğim gözönüne alınırsa erkek anneleri için bir eyleme gerek olmadığı sonucuna varabiliriz. Benim tipim sevimsiz hadi tamam, oğullarını pavyona düşürecek, eroine alıştıracak gibi duruyorum ama hiç görmeyenler, hiç sesimi duymayanlar. İçinize mi doğuyor annem, tanısanız seversiniz kalbim temiz valla...
Bana oğullarına olan bu ilgilerinin boyutu, esaret altına almanın bu kadarı sağlıksız geliyor. İçi de fesat bir insan olduğumdan direkt yanlış şeyler düşünüyorum açıkça söyleyeyim. Yani sadece kendi hayatım için değil ama çevremde de çok uber anneler var. Amaçları ne, ne yapmaya çalışıyorlar bilemedim ama bazıları Oidipus kompleksinde Freud'a mezarda ters takla attıracak duruma gelmişler, bunun bir tedavisi filan yok mu yau, İsviçreli bilimadamları durmadan fırça açılarıyla oynayacaklarına incelese ya bunları.
Ben inceledim. Bu anneler kendilerine ikinci günden "anne" diyenleri seviyorlar mesela onu gördüm, eve telefon açtığında önce onun hatrını soran, bayramlarda arayan kızları seviyorlar. Bir de çöldeki bir yılana davranır gibi dikkatli davranmak lazım bu annelere. "Amacım seni rahatsız etmek değil, yoluma gideceğim o yüzden beni sokma" alt metinli, "Seni oğlundan ayırmayacağım ben sadece sizin mutlu, huzurlu ailenize yancı gelmek istiyorum" konuşmaları yapmak gerek. Eyhh eytere be. Yok daha neler? Kendimizi bele kadar kuma gömelim bari, arada gelip taşlasınlar, rahatlarlar.
Ömrü hayatım boyunca "oğlumun peşini bırak" tınlamasından bıktım. Mahalledeki kedi hariç hiç kimsenin yavrusunun peşinde koşmuşluğum olmadığı gibi bir sorsa oğlu beni tavlamak için neler yapmış, o zaman kainatın sırrına vakıf olacak ya neyse..
.......................................
Üzgünüm sevgili erkek anneleri, belli bir yaştan sonra o kıymetli oğullarınızın daha da kıymetli pipilerini sokacak makul bir delik bulmaları gerekiyor. Bir kadına ihtiyaçları var. Daha da beteri bazı sürümlerde "aşık ol" aparatı ekli geliyor, o gafiller anneleri haricinde başka bir dişiyi de sevebilme cürreti gösteriyorlar ki, bu çok acı. Doğur, besle, büyüt, başkasını sevsin. Ucuz, ucube karıların peşinde dolansın. İnanın ben de tersi olsun isterim, yarattığınız o mükemmel varlıklarda böyle bir bug olmasın isterim ama mukadderat.. Biz de erkeklerin bu halinden memnun değiliz ama katlanıyoruz. Ne yapalım yani? Siz daha iyilerini yapana kadar en iyisi bunlar..
Hepinizin ellerinden hürmetle öpüyorum. Hoşçakalın demiyorum zira cehennem varsa hepinizle orada bol bol görüşeceğiz nasılsa. Şimdilik esenkalın..
Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)